Muğla’nın Milas ilçesinde bir eğlence merkezinde garsonluk yapan Zeynep Başaran’ı (36) av tüfeğiyle göğsünden vurup, cesedini yol kenarına attığı öne sürülen tutuklu Erdem Daşkara (40) hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
ERDEM DAŞKARA GÖRÜNTÜLERDE TESPİT EDİLDİ
Başaran, Milas’ın eski hastane girişinde 11 Mayıs 2023’te sabah ölü bulundu.
Çevredeki güvenlik kamerası görüntülerini ve Plaka Tanıma Sistemi’ni (PTS) inceleyen ekipler, Erdem Daşkara’nın, cesedi yol kenarına attıktan sonra TIR ile İzmir’e gittiğini belirledi.
Daşkara, Muğla polisi tarafından İzmir’de bir döşemecide aracın kan bulaşan koltuk kılıflarını değiştirirken yakalanıp, gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Erdem Daşkara, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından ‘Kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Olayın ardından Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 4 sayfalık iddianame hazırlandı. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklu sanık Erdem Daşkara’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanması istendi. İddianamede, Zeynep Başaran’ın otopsi sonrası çıkan Adli Tıp raporuna göre ölümünün, sağ göğüsten girip akciğer ve kalpte hasar ve kan birikmesine neden olup göğüs kafesi içinde bulunan ateşli silah yaralanması sonucu meydana geldiği belirtildi.
‘TÜFEĞİ VERİRKEN ANİDEN ATEŞ ALDIĞINI’ İDDİA ETTİ
Erdem Daşkara, iddianamede yer alan ifadesinde, Zeynep Başaran ile olaydan 2 ay önce tanıştığını, olay günü çalıştığı eğlence mekanına gittiğini ve burada Başaran’ın kendisine, ‘İki çocuğun var. Sen düzgün bir insansın. Böyle yerlere de Milas’a da gelme, görüşmeyelim’ dediğini öne sürdü.
Daşkara, mekan çıkışında Zeynep Başaran ile TIR’da alkol aldıklarını, araçtaki tüfeği gören Başaran’ın havaya ateş etmek istediği, bunun üzerine kendisinin tüfeği sabit olduğu yerden alıp Başaran’a verirken tüfeğin ateş aldığını ve yüzüstü düşen Başaran’ın bu sırada vurulduğunu, kontrol ettiğinde ise yerde kan olduğunu gördüğünü söyledi.
Paniklediği için Başaran’ı yol kenarına bırakıp önce korkuyla bölgeden uzaklaşırken Söke ilçesinden Başaran’ı bıraktığı yere döndüğünü ve burada nefes almadığını görünce tekrar bölgeden kaçtığını belirten Erdem Daşkara, İzmir’e doğru gittiğini, seyir halinde ilerlerken 2 farklı noktada Başaran’ın cep telefonunu ve tüfeği dışarıya fırlattığını söyledi.
İddianamede, Erdem Daşkara’nın polisteki ilk ifadesinde, TIR’ın döşemelerini söküp, çöpe attıktan sonra aracı temizlediğini söylediğine yer verildi. Oto döşeme işiyle uğraşan S.Ç.’nin tanık olarak alınan ifadesinin de yer aldığı iddianamede ise Daşkara’nın sabah saatlerinde kendisini aracına döşeme yaptırmak için aradığını, hasta olduğunu ve işinin acil olduğunu söyleyen şüpheli ile buluştuklarını, TIR’daki alt tabanın, yatağın sökük, içerisinin ise yıkanmış olduğunu gördüğünü ve yeni döşeme için 15 bin liraya anlaştıklarını, 10 bin lira kapora aldığını söyledi. S.Ç. ifadesinde kan izine rastlamadığını da dile getirdi.
TELEFONUNA ‘DEPREMZEDE’ DİYE KAYDETMİŞ
Ekiplerin çalışmasında Zeynep Başaran’a ait telefon arazide bulunurken, Erdem Daşkara’nın attığını ileri sürdüğü tüfek ise bulunamadı. Daşkara’nın telefon incelemesinde de Daşkara’nın, Başaran’la mesajlaşma kayıtlarının bulunmadığı ve tutuklu sanığın Zeynep Başaran’ı telefonuna ‘Depremzede’ diye kaydettiği ortaya çıktı. Zeynep Başaran’ın telefon incelemesinde ise cinayetin işlendiği gün ikilinin mesajlaştığı belirtildi.
HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI
Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Erdem Daşkara’nın verdiği ifadesinin, olayın hayatın olağan akışına aykırı olduğu ifade edildi.
Suça konu tüfeği ve maktule ait telefonu TIR’dan dışarı fırlatan şüphelinin, olay sonrasında TIR’ın koltuk kılıflarını, yer döşemesini ve halısını söküp çöpe atarak aracı yıkadığı, bu şekilde işlediği suçun delillerini karartmaya ve yok etmeye çalıştığı, araca yeniden döşeme yaptırmaya çalıştığı sırada yakalandığı ve suçta kullandığı aletin niteliği ve elverişliliği, maktulde hedef aldığı vücut bölgesi, suçtan sonra delilleri karartmaya ve yok etmeye yönelik fiilleri, maktul ile aralarındaki mesajlaşma kayıtları birlikte gözetildiğinde, şüphelinin; kendisiyle bir daha görüşmek istemeyen maktulü, av tüfeğiyle ateş etmek suretiyle kasten öldürdüğü, kendisine ait tüfeği maktule uzatmak isterken, tüfeğin aniden ateş alması sonucu maktulün vefat ettiğini savunan şüphelinin, hayatın olağan akışına ve maddi gerçekliğe uygun olmayan beyanına itibar edilmediği de belirtildi.
Kaynak: sozcu.com.tr