Ana Sayfa DÜNYA “Washington’daki adamım”

“Washington’daki adamım”

Elon Musk, giderek büyüyen teknolojik yatırımlarına devlet desteği sağlamak için uzun süredir Cumhuriyetçilerin peşinde. Buna en önemli örnek Donald Trump’a eşlik ettiği mitingler. Vakti zamanında Donald Trump’ın dev plazalarını New York’a inşa etmeden önce vergi kesintilerinden muaf olmak istediği için kurduğu ilişkiler gibi, Musk’ın da altında fikirsel bir ideoloji barındırmayan adımları elbette kar odaklı.

ACABA TRUMP MI?

Starlink uydu ile sağladığı internet ağı işine federal para akışı sağlayabilecek bir Cumhuriyetçi figürle ilişki kurduğunu paylaşmaktan sakınmayan Musk, herkeste merak uyandıran o kişinin ‘acaba Trump mı?’ sorusuyla baş başa kalmasını sağladı.

Belki bu da bir seçim propagandasıdır bilinmez ama Musk, Federal İletişim Komisyonu’ndaki kıdemli Cumhuriyetçi Brendan Carr ile şirketinin politika hedefleri etrafında bir kamu ittifakı kuruyor. Bu, bir kanun düzenleyici (Carr) ile potansiyel yararlanıcısı (Musk) arasında alışılmadık bir bağlantı.

MUSK NEDEN TRUMP’A DESTEK VERİYOR?

Musk, Donald Trump’ın başkanlık için en büyük destekçilerinden biri olarak ortaya çıkarken, onların kucaklaşması, Musk’ın Trump yönetiminin bir parçası olursa kişisel bağlantıları ve X platformunun gücünü kendi iş gündemini ilerletmek için nasıl kullanabileceğine dair bir pencere sunuyor. Carr ile bağlantı kurmak, bundan sonra ortaya çıkabilecek söylentileri durdurmakla kalmayıp, Trump’ın başkan seçilmesi halinde Elon Musk’a bambaşka bir ikinci bahar sunuyor.  

Trump, seçilirse Musk’ı hükümet israfını azaltmak için yeni bir komisyonu yönetmesi için atayacağını söyledi. Musk, bir Trump mitinginde göründü ve Trump yanlısı bir kuruluşa 75 milyon dolar yatırdı. Aynı zamanda, Musk’ın şirketlerinden biri olan Starlink’i işleten SpaceX, Trump kazanırsa ve alınacak federal kararlar onun lehine sonuçlanırsa yüz milyonlarca, hatta milyarlarca dolarlık federal sübvansiyon toplamaya hazırlanıyor.

MUSK’IN HEDEFİ: Federal İletişim Kurulu 

Trump yönetimi altında FCC başkanlığı en güçlü adaylardan biri olan Carr, bu kararlar üzerinde kritik bir etki yaratabilir. Seçimlerden önce Musk’ın işine karışmış ve FCC’nin (Federal İletişim Kurulu) SpaceX kurucusuna haksız davrandığını söylemişti.

Kamuoyu ilişkisi en azından 2023’ün sonlarına, Carr’ın X’te FCC ve altı diğer kurumların Başkan Joe Biden döneminde Musk’ı “düzenleyici tacize” maruz bıraktığını söylediği zamana kadar uzanıyor. Yani Biden dönemindeki FCC, Musk’ı X’teki toplumu kutuplaştıran ve bilgi erozyonu yaratan durumlara karşı uyarırken, Carr bunu Musk’a yapılan taciz olarak tanımlamıştı. Hal böyle olunca Musk, kendisine Carr tarafından yakılan bu yeşil ışığı görmekte gecikmedi.

Musk’ın X’teki 200 milyon takipçisine duyurduğu popüler “All In” Silikon Vadisi podcastinde tartışmalar başladı. Musk, Carr’ın hesabını 1 Temmuz’da kendisi takip etmeye başladı. Geçtiğimiz yıl Carr, kırsalda geniş bant yayınına geçilmesi için sübvansiyon programından Starlink’e para vermeyi reddettikleri için Demokrat FCC komisyon üyelerine saldırdı, bant genişlemesindeki yavaş ilerlemeden dolayı Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i suçladı.

CARR, MUSK’A ADETA KUR YAPIYOR

Telekomünikasyon konularında uzun zamandır muhafazakar bir fırlama olan ve Heritage Foundation’ın Project 2025 adlı kitabının bir bölümünün yazarı olan Carr için Demokratlara yönelik keskin kamu eleştirileri alışılagelmiş bir uygulama. Ancak bir iş insanına karşı özel olarak kur yapması yeni bir şey.

Carr, bir röportajda Musk’a özel bir ilgi gösterdiği fikrini alaya alarak yıllar içinde birçok sektör figürüyle toplantılar düzenlediğini ve etkileşimde bulunduğunu söyledi, tarafsızlık sözü verdi. Musk ile yalnızca bir kez şahsen görüştüğünü söyledi.

Carr, POLITICO‘ya “Medya alanında ve diğer alanlarda birçok kişinin Musk’a odaklanmasını anlıyorum” dedi ve şunları söyledi:

– Ancak kendi davranışlarımın ve sosyal medyada paylaştığım gönderilerin miktarının ve tarzımın ve tarafımın son dört yıldır yaptıklarımla oldukça tutarlı olduğunu düşünüyorum.

Musk için potansiyel kazanç açık. Ancak mevcut yönetimle arasında büyük duvarlar var:

  • Biden yönetimi altında FCC, Starlink uydu internet hizmetine 885 milyon dolarlık bant genişletme sübvansiyonunu reddetti.
  • Ticaret Bakanlığı, Starlink’in Biden’ın bant erişimini genişletmek için 42 milyar dolarlık programına uygunluğunu sınırladı.
  • Ajanslar, Starlink’in hizmetinin (internet sinyallerini iletmek için alçak yörüngede Dünya’nın etrafında dönen binlerce uyduya güvenen) ölçekte kanıtlanmış bir teknoloji olarak sayılmak için hala çok yeni olduğunu ve kullanıcıların pahalı alıcılar satın almasını gerektirdiğini söyledi.
  • Biden yönetimi şuanda fiber optik kabloyu daha iyi bir seçenek olarak görüyor.

KASIRGALARI MALZEME YAPTILAR

Hem Carr hem de Musk, hükümetin teknik endişelerini önemsemedi ve Demokratları kayırmacılık yapmakla suçluyor. İki adam, Starlink’in faydasını savunmak için Helene ve Milton kasırgalarına sarıldı: Musk, fırtınalardan etkilenen topluluklara Starlink kitleri gönderirken, Carr “FEMA’nın (Federal Acil Durum Kurulu) başarısız olduğu yerde Elon başarılı oldu” diyen hikayeler yayınladı. Eleştirmenler, Musk’ın yaklaşımını Starlink’teki sorunun bir belirtisi olarak görüyor: Kasırga mağdurlarına ücretsiz hizmet sözü verdi, ancak aslında mağdurlar ekipman ve nakliye için yaklaşık 400 dolar ödemek zorunda kaldı. Musk’ın Trump’a giderek daha yakın hale gelmesiyle, ilk başta Carr için bir politika pozisyonu gibi görünen şey birçok gözlemcinin gözünde daha kişisel bir hal aldı.

‘BİR TON YÜKSELİŞ’

Federal paraya erişim Musk için kritik önem taşıyor. SpaceX roket şirketi büyük bir federal müteahhit ve Starlink, Biden’ın federal geniş bant kurulumuna yaptığı muazzam yatırımdan doğrudan kazanç elde edebilir. İletişim analisti Roger Entner POLITICO’ya Elon Musk için “Carr’ın alacağı kararlar kendi lehine gittiğinde bir ton yükseliş elde edebilir” dedi ve ekledi:

– Musk’ın servetinin büyük kısmı hükümet sözleşmelerinden veya hükümet tarafından sübvanse edilen işletmelerden geliyor.

Okuduğunuz haber POLITICO’nun Teknoloji Muhabiri John Hendel’in yazısından derlenmiştir…

 

Kaynak: sozcu.com.tr