Araştırmalara göre, insanlar bir göreve 90 dakikadan fazla odaklandığında, zihinsel yorgunluk başlar ve verimlilik düşer. Bu sebeple, çalışma seanslarını 60 ila 90 dakika arasında planlamak ve ardından kısa bir mola vermek, daha uzun süre verimli kalmayı sağlar.
Storoni, en zorlu işlerin her seansın ilk 20 dakikasında yapılmasını öneriyor ve “Bu süre içinde beyin en taze ve odaklanmış durumdadır. Sonraki 40-70 dakikalık bölümde ise daha az çaba gerektiren görevlerin tamamlanması verimliliği artırabilir. Her seansın ardından 10 dakikalık kısa bir mola vermek, beyni yenileyerek sonraki seanslara hazırlanmasını sağlar.” diyerek verimli çalışmanın formülünün bu olduğunu öne sürüyor.
Business İnsider’da yer alan habere göre; Storoni ayrıca, yoğun zihinsel çalışmayı günde dört saatle sınırlamanın uzun vadede verimliliği korumanın anahtarı olduğunu vurguluyor. Aksi takdirde, beyniniz gece boyunca yeterince dinlenemez ve bu yorgunluk bir sonraki güne taşınarak genel performansı düşürür.
Bununla birlikte, yaratıcı işler için farklı bir yaklaşım gerekebilir. Katı programlar, yaratıcı düşünce süreçlerini bölebilir ve verimliliği düşürebilir. Storoni, özellikle derin düşünme gerektiren işlerde daha esnek zaman dilimlerinin kullanılmasının, yaratıcı süreçleri kesintiye uğratmadan daha iyi sonuçlar verdiğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, beynin doğal ritimlerine uygun şekilde yapılandırılmış çalışma planları, hem bireysel hem de ekip performansını artırabilir. Bu yöntem, tükenmişliği önleyip, verimliliği ve genel iş kalitesini yükseltmenin etkili bir yolu olarak öne çıkıyor.
Kaynak: sozcu.com.tr