Uşak’ın Sivaslı ilçesindeki Sebaste Antik Kenti’nde 44 yıl aranın ardından 2022’de yeniden başlayan kazı çalışmaları sürüyor. Uşak Arkeoloji Müzesi’nin başkanlığında yürütülen çalışmalarda Uşak Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Emre Taştemür ve Doç. Dr. Münteha Dinç de yer alıyor.
Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki en önemli kentleri arasında gösterilen dönemin piskoposluk merkezi Sebaste’de bu yıl kazılar, büyük kilise olarak adlandırılan bölgede yoğunlaştı. AÇalışmalarda büyük kilisenin kuzey bölgesinde çoğunluğu bebek ve çocuklara ait 9 mezara ulaşıldı.
Büyük kilise olarak bilinen alanın kuzey nef (kilisenin içindeki bir alan) bölgesinde yoğun çalışma yürüttüklerini aktaran Doç. Dr. Emre Taştemür, “Bunun nedeni de buranın Roma hamamının temelleri korunarak yapıldığı düşünülüyordu. Biz bunu kanıtlamak için o bölgede kazıya başladık. Fakat kuzey bölgesinde özellikle Orta Bizans’ın son dönemine ait olduğunu değerlendirdiğimiz 9 mezarla karşılaştık. Mezarlar, milattan sonra 9. ve 13. yüzyıl başları arasında tarihlendirildi. Bu mezarların çoğu bebek ve çocuk mezarlarıydı” diye konuştu.
“İKİ FARKLI MEZAR TİPİ KARŞIMIZA ÇIKTI”
Mezar gruplarında iki farklı tipolojiyle karşılaştıklarını dile getiren Taştemür, bunlardan birinin çatı şeklinde yapılan tuğla mezarlar olduğunu vurguladı.
Tuğla mezarlarda gömünün basit şekilde yapıldığını anlatan Taştemür, şunları anlattı:
“Diğeri ise taş örgüyle yapılan bir mezar tipolojisi. Mezarların Orta Bizans’ın son dönemine ait olduğunu ise şuradan anlıyoruz. Zeminin yaklaşık yarım metre üzerindeki bir dolgudan bunlar çıkıyor. Yani kilise zemininin yaklaşık yarım metre üzerindeki dolgudan. Büyük ihtimalle kiliselerin önemini yitirdikleri bir periyot içerisinde bunlar gömülmüş. Mezarların çoğunluğunun çocuk ve bebeklere ait olmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. İlerleyen periyotlarda bunların ölüm nedenleri, kaç yaşlarında öldükleri ve buraya neden gömüldüklerine ilişkin daha önemli bilgilere ulaşacağız. Ancak bu yıl enteresan bir şekilde yoğun bir mezar ve gömüyle birlikte kuzey nefinin olduğu yerde bunlarla karşılaşmaya başladık. Tıpkı Niğde’deki Konstantin ve Helena kiliselerinde olduğu gibi burada da büyük ihtimalle kiliselerin çevresinde çok sayıda mezarla karşılaşacağız gibi gözüküyor.”
Kazılarda kolye uçları ve cam bileziklerin bulunduğunu anımsatan Taştemür, mezarların da Hz. İsa’nın doğudan gelip bütün ölüleri dirilteceği felsefesine uygun bir şekilde doğu batı şeklinde uzandığını kaydetti.
Kaynak: sozcu.com.tr