Sicilya açıklarında gerçekleşen yat kazası teknoloji ve iş dünyasını şoke etti. Kazada hayatını kaybedenler arasında İngiliz teknoloji girişimcisi Mike Lynch, kızı Hannah Lynch, Morgan Stanley International Başkanı Jonathan Bloomer, eşi Judy ve Clifford Chance avukatı Chris Morvillo, eşi Neda ve yatın şefi Recaldo Thomas da bulunuyor.
Kazanın bu kadar dikkat çekmesinin nedeni ise yatın dünyanın en gösterişli yatlarından biri olması ve tabii ki kısa süre önce özgürlüğüne kavuşan Lynch’in yatta bulunması.
Telegraph’ın haberine göre bu trajedi, Bayesian’ın sahibi olan merhum Mike Lynch’in yatı mart ayında 39 milyon dolara satışa çıkardığının ortaya çıkmasının ardından yaşandı. Lynch, daha sonra fikrini değiştirdi ve yaz aylarında yelken açmak için piyasadan çekti ve sonbaharda yeniden satışa çıkarmayı planladı.
Yattaki yolcular ise Lynch’in ABD’de bir mali dolandırıcılık davasından beraat etmesini kutluyordu.
Lynch, teknoloji şirketleri Autonomy, Darktrace’i ve girişim sermayesi şirketi Invoke Capital’i kurdu. Autonomy’nin Hewlett-Packard’a 11 milyar dolara satılmasının ardından Lynch, son on yılı aşkın süredir satışları şişirme ve HP’yi yanıltma iddialarıyla ilgili hukuki mücadele veriyordu. Sonunda San Francisco jürisi, haziran ayında Lynch’i 15 dolandırıcılık suçlamasından beraat ettirdi.
Yat gezisi de Lynch’in yakın zamanda kazandığı zaferi kutlamak içindi; bu yüzden ailesi, arkadaşları ve iş ortakları da ona katıldı.
İNGİLTERE’NİN BILL GATES’İ… MIKE LYNCH KİM?
Mike Lynch, 1965′te Doğu Londra’daki büyük bir kasaba olan Ilford’da doğan Lynch, İngiltere’nin Essex bölgesindeki Chelmsford yakınlarında büyüdü. Annesi hemşire, babası ise itfaiyeciydi.
Lynch mütevazı bir çocukluk geçirdi ancak 11 yaşındayken Doğu Londra’daki Woodford Green’de bulunan özel bir okul olan Bancroft’s School’a gitmek için burs kazandı. Bancroft’tan sonra Cambridge Üniversitesi’ne gitti ve burada elektronik, matematik ve biyoloji gibi alanlara odaklanarak doğa bilimleri okudu.
Lynch, lisans eğitimini tamamladıktan sonra iletişim alanında doktora yaptı. 1980′lerin sonlarına doğru Lynch, müzik endüstrisi için tasarımlar ve ses ürünleri üreten Lynett Systems Ltd. şirketini kurdu.
Birkaç yıl sonra, 1990′ların başında, müşterileri arasında Güney Yorkshire Polisi’nin de bulunduğu Cambridge Neurodynamics adlı bir parmak izi tanıma şirketini kurdu.
Ancak kariyerindeki asıl parlama, 1996′da David Tabizel ve Richard Gaunt ile birlikte Cambridge Neurodynamics’ten bir yan kuruluş olarak kurduğu Autonomy ile gerçekleşti. Şirket, Britanya’nın en büyük teknoloji firmalarından biri haline geldi.
Autonomy yazılımı, çalışanların web sayfaları, e-postalar, video, ses ve metin gibi yapılandırılmamış verilerden anlam çıkarmalarına yardımcı olabilecek bir çözüm olarak tanıtıldı.
Bu teknik adını, 18. yüzyıl istatistikçisi Thomas Bayes tarafından geliştirilen bir teoremden alıp istatistiksel çıkarım yöntemi olan Bayes çıkarımına dayanıyordu. Lynch’in lüks yatı Bayesian da ismini bu matematiksel modelden alıyor.
Şirketini HP’ye satmasının ardından Lynch, İngiltere ulusal medyası tarafından ”İngiltere’nin Bill Gates’i” olarak tanındı.
HP İLE HUKUKİ MÜCADELESİ
Ancak, HP ile yapılan anlaşmanın kötüye gitmesiyle Lynch’in itibarı zedelendi. 2012′de HP, Autonomy’nin değerinde 8,8 milyar dolarlık bir düşüş yaşadı. Lynch kısa süre sonra ABD’li teknoloji deviyle uzun süren bir hukuk mücadelesinin hedefi haline geldi. HP, Lynch’in Autonomy’nin satışlarını yaklaşık 700 milyon dolar şişirdiği iddiasıyla Lynch’e 5 milyar dolarlık tazminat davası açtı.
Uzun süre iddiaları reddeden Lynch, HP iddiaları nedeniyle yargılanmak üzere 2023 yılında İngiltere’den ABD’ye iade edildi. Ancak haziran ayında Lynch, üç ay süren yargılamanın ardından dolandırıcılık suçlamalarından beraat etti.
Duruşma sırasında Lynch kendi savunması için kürsüye çıktığında suçu reddetti ve jüriye HP’nin, Autonomy’nin entegrasyonunu mahvettiğini söyledi.
Savcılar ise Autonomy’nin finans yöneticisi Stephen Chamberlain’in, Autonomy’nin mali durumunu çeşitli şekillerde şişirdiğini iddia etmişti. Bunlar arasında geriye dönük anlaşmalar yapmak, donanımları yeniden satarak firmanın zarar eden işini gizlemek ve endişeleri dile getiren kişileri korkutmak veya onlara para ödemek yer alıyordu.
Ancak Lynch, jüri üyelerine Autonomy’de finansla değil teknolojiyle ilgili konulara odaklandığını söyledi.
Muhasebe ve para kararlarının o dönemki mali işler müdürü olarak görev alan Sushovan Hussain’e bırakıldığını belirtti. Hussain, 2018′de HP anlaşmasıyla ilgili komplo, elektronik dolandırıcılık ve menkul kıymet dolandırıcılığı suçlamalarıyla ABD’de ayrı olarak mahkum edildi. Beş yıllık bir hapis cezasını çektikten sonra ocak ayında hapisten çıktı.
Lynch ise senelerce hukuki mücadele verdikten sonra haziran ayında özgürlüğüne kavuştu. Bunu kutlamak için de yakınlarını toplayarak yelken açtı. Ne yazık ki özgürlüğünün, başına gelecek trajik kazayla sonu olacağından habersizdi…
LÜKS YAT ALABORA OLDU
“Bayesian” adlı İngiliz bayraklı yat, Sicilya’nın kuzey kıyısındaki Porticello limanından yaklaşık yarım mil uzakta demirliydi. Sicilya Sivil Koruma Başkanı Salvatore Cocina’nın belirttiğine göre; gemi, fırtınada direği ikiye bölündükten sonra battı.
183 metrelik alabora olan yatta Lynch, yolcular ve mürettebat da dahil olmak üzere gemideki 22 kişi bulunuyordu ve 15 kişi kurtarılırken bir ceset de kazanın hemen ardından bulundu.
Yatın batışına tanık olan ve balıkçılık yapan Pietro Asciutto, Washington Post’a şunları söyledi: “Kasırga vurduğunda evdeydim. Hemen tüm pencereleri kapattım. Sonra tekneyi gördüm; sadece bir direği vardı ve çok büyüktü. Aniden battığını gördüm… Tekne hâlâ yüzüyordu ve sonra aniden kayboldu.”
Ayrıca Bayesian’a yakın olan ve lüks yata çarpmamak için gemisini sabit tuttuğunu söyleyen bir başka teknenin kaptanı Karsten Bower da yaşanan trajik olayla ilgili şunları anlattı: “Şiddetli kasırgayla mücadele ederken gemiyi açılı bir pozisyonda tutmak için motoru çalıştırmak zorunda kaldık. Fırtına bittikten sonra, arkamızdaki geminin gittiğini fark ettik.”
Bower ve mürettebatı dört yaralı kişiyi kurtarırken; Bower, sahil güvenliği aradığını ve daha sonra diğer kişilerin kurtarıldığını söylüyor.
Kurtarılanlardan biri çocuktu ve Palermo’daki çocuk hastanesine hava yoluyla kaldırıldı. Yetkililer toplamda sekiz kişinin hastaneye kaldırıldığını belirtti. İtalyan haber ajansı ANSA’nın aktardığına göre de küçük kızın annesi Charlotte, 1 yaşındaki kızı Sofia’yı tutmak için mücadele veriyor. Charlotte, o korku dolu anları şu sözlerle anlatıyor:
“İki saniye içinde bebeğimi denizde kaybettim, sonra onu görünce tekrar sarıldım. Deniz fırtınalıyken onu sıkıca tuttum. Herkes çığlık atıyordu.”
Palermo’daki yerel çocuk hastanesindeki Doktor Domenico Cipolla, anne ve kızın daha sonra baba James’le yeniden bir araya geldiğini söylerken kurtarılanların korkmuş ve panik halinde olduklarını söylüyor: “Hayatta kalanlar çok yorgun ve sürekli kayıp insanları soruyorlar. Sürekli konuşuyorlar ve ağlıyorlar çünkü arkadaşlarını canlı bulma konusunda çok az umut olduğunu fark ettiler.”
Yetkililer, pazartesi günü itfaiyenin de aramaya yardımcı olmak için helikopterler gönderdiğini söyledi. Salı günü de batık gemiye girmeyi denemek için dalgıçlar gönderildi ve çarşamba günü operasyona yeniden başlandı.
Mike Lynch’in de cesedine ulaşılırken henüz kızı Hannah Lynch’e ulaşılamadı. Hannah Lynch, geçen hafta Batı Londra’daki Latymer Upper School’da A-seviyesi sonuçlarını aldıktan sonra Oxford Üniversitesi’nde okumak için yer kazanmıştı. Okulun sözcüsü bu hafta başında The Telegraph’a yaptığı açıklamada, “Daha fazla güncelleme beklerken düşüncelerimiz aile ve olaya karışan herkesle birlikte” dedi.
Palermo’nun yerel itfaiyesinin dalış birimi müfettişi Marco Tilotta, enkazın derinliği nedeniyle dalgıçların orada yalnızca sınırlı sürelerde çalışabileceğini söyledi. İtalyan itfaiyesi, pazartesi günü dalgıçlarının yatın gövdesine deniz seviyesinden 49 metre aşağıda ulaştığını söyledi.
HATA ÜSTÜNE HATA
Kasırga etkili olsa da yetkililer yatın batmasında pek çok hata olduğuna dikkat çekiyor.
The Italian Sea Group lideri Giovanni Costantino, gemidekilerin yaklaşan fırtınayı nasıl fark edemediklerini sorguladı: “Olan her şey bir dizi önemli hatayı ortaya koyuyor. Yolcular kamaralarda olmamalıydı ve gemi demirli olmamalıydı. Mürettebat gelen rahatsızlıktan neden haberdar değildi?”
Costantino ayrıca hava durumu çizelgelerinin doğal afeti önceden haber verdiğini ve yolcuların nasıl hazırlıksız yakalandıklarını anlamanın zor olduğunu belirtti: “Yolcular fırtınanın beklenmedik bir şekilde geldiğini bildirdiler, ancak bu doğru değil. Her şey tahmin edilebilirdi. Hava durumu çizelgeleri önümde. Hiçbir şey aniden olmadı.”
Olay yerinin yakınındaki Termini Imerese kasabasından savcılar, salı günü yatın kaptanı olan 51 yaşındaki Yeni Zelandalı James Cutfield’ı iki saatten fazla bir süre boyunca sorguladı.
Kaza sırasında yata ilk yardım eden yakındaki bir yelkenlinin kaptanı olan 69 yaşındaki Karsten Borner, “Bu büyüklükte bir geminin bu kadar çabuk battığını hiç görmemiştim. Birkaç dakika içinde geriye hiçbir şey kalmamıştı” dedi.
Kurtarma ekipleri, teknenin bir hortuma çarptıktan sonra hızla battığı varsayımı üzerinde duruyor.
La Repubblica’da yer alan bir habere göre ise teknenin su altı incelemelerini yapan dalgıçlar, ambar kapağının açık olduğunu bildirdi, ancak bu bilgi henüz yetkililer tarafından doğrulanmadı. Eğer doğruysa büyük miktarda su boşluktan girmiş olabilir ve bu da potansiyel olarak tekneyi dengesizleştirebilir.
Bayes’e yardım etmeye çalışan ilk kişilerden biri olan Porticellolu 36 yaşındaki balıkçı Fabio Cefalù, 03.30’da limana vardığında şimşek çakmalarını gördüğünü söyledi: “Saat 3.55’te minik bir kasırga geldi.” Yat sabah 4.10’dan kısa bir süre sonra battı.
Yine bölge sakinlerinden biri olan Francesco Lo Coco şunları söyledi: “Limanda iki teknem bağlı olduğu için balkona çıktım, yaklaşan fırtınadan endişe ediyordum. Birden yelkenlinin sallandığını gördüm. Fotoğrafı çekmek için telefonumu aldım. Yelkenli batarken acil durum fişeği fırlatıldı.”
Soruşturmacılar, mürettebatın büyük kısmının hayatta kalırken altı misafirin ve aşçının neden öldüğünü belirlemeye çalışıyor.
Palermo Üniversitesi’nden Nicola Romana, La Repubblica’ya şunları söyledi : “Deniz kazalarında, neredeyse her zaman kökeninde bir insan hatası vardır. Bu büyüklükteki bir geminin mürettebatı her şeye hazırlıklı olmalı.”
TEKNE LYNCH’İN EŞİNE AİTTİ
Reuters’ın haberine göre, 2008 yılında inşa edilen 56 metrelik yat, İtalyan şirket Perini Navi tarafından üretildi. Associated Press’e göre, tekne haftalık 215 bin dolar karşılığında kiralanabiliyor. Perini Navi web sitesinde yer verdiği bilgiye göre; dünyanın en yüksek alüminyum direğine sahipti. Ayrıca Perini Navi, kaliteli tekneler üretmesiyle tanınıyor.
Denizcilik bilgi servisi Equasis’in kayıtlarına göre Bayesian, Revtom Limited şirketinin elinde. Şirketin nisan ayındaki son yıllık beyanında da Lynch’in eşi Angela Bacares yatın sahibi olarak görünüyor.
Angela Bacares kazadan sağ kurtuldu. Bacares, La Repubblica’ya yerel saatle sabah 4’te teknenin yana yatması nedeniyle uyandığını söyledi. Kendisi ve kocasının başlangıçta korkmadıklarını ancak yatın camları kırılıp kaos çıktığında endişelendiklerini söyledi.
Bacares, Sicilya’daki Termini Imerese kasabasında bir hastanede tekerlekli sandalyede otururken gazeteye konuştu.
ARKA ARKAYA KAZALAR… İKİ ORTAĞIN TRAJİK SONU
Trajik yat kazası ünlü iş insanlarının kaybıyla beraber dünya basınında manşetlerden henüz düşmemişken bir tuhaf kaza daha duyuldu. Lynch’in ortağı 52 yaşındaki Stephen Chamberlain, geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
Chamberlain’in Lynch’in ölümünden sadece saatler sonra koşu yaparken kaza geçirip ölmesi iş dünyasını şoke etti.
BBC’nin haberine göre, 17 Ağustos Cumartesi günü İngiltere’nin Cambridgeshire bölgesinde koşarken bir araba Chamberlain’e çarptı.
Chamberlain, Birmingham Üniversitesi’nde makine mühendisliği ve yönetimi okudu. 2005’te Lynch tarafından kurulan ve İngiliz teknoloji sahnesinin şampiyonlarından biri haline gelen girişim Autonomy’ye katıldı. Tıpkı eski patronu gibi, İngiltere’nin en önemli girişimlerinden birini yönetmiş ve İngiliz teknoloji dünyasının en üst düzey pozisyonlarına kadar yükselmişti.
Çarpışma cumartesi sabahı Cambridge’in kuzeyindeki A1123 Newmarket Yolu’nda meydana geldi. Chamberlain’in avukatı, koşarken bir arabanın çarptığını, ünlü iş insanının hastaneye kaldırıldığını söyledi. Avukat, aynı günün geç saatlerinde Chamberlain’in yaşam desteğine bağlanmış olmasına rağmen yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Cambridgeshire polisi aracılığıyla yayınlanan bir açıklamada Chamberlain’in ailesi şunları söyledi: “Steve çok sevilen bir koca, baba, oğul, kardeş ve arkadaştı. Hayatındaki tek amacı başkalarına mümkün olan her şekilde yardım etmek olan muhteşem bir bireydi. Onu tanıma ayrıcalığına sahip olan herkeste kalıcı bir etki bıraktı. Derinden özlenecek ama sevdiklerinin kalplerinde sonsuza dek yaşayacak.”
Kaynak: sozcu.com.tr