Hayata 16 Eylül 2016 tarihinde veda eden Yeşilçam’ın efsane ismi Tarık Akan, 75. doğum yılı dolayısıyla anıldı. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen anmaya Akan’ın torunları ve kızı Özlem Üregül Akkaya da katıldı.
Tarık Akan’ın yaşamına dair sunum yapan yazar Zeynep Oral, “Ülkemizin aydınlık ve güzel yüzü Tarık Akan’a iyi ki varsın diyoruz. Varlığı, yaptıkları için ona teşekkür ediyor, minnet duyuyoruz” dedi.
“VATANI İÇİN MÜCADELE EDEN BİR AYDINDI”
Tarık Akan’ın kızı Özlem Üregül Akkaya ise duygularını şöyle dile getirdi:
“Bugün Tarık Akan’ı bir kez daha anarken onun değerlerini ve hayat felsefesini düşünmeden edemiyorum. Onun en büyük ideali, aydın bir Türkiye için doğru yolu göstermek ve her zaman daha iyisi için mücadele etmekti. Atatürk’ün ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ sözünü benimserdi ve hayata her zaman bilim ve sanatla bakardı. Nâzım’ın ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ dizelerini örnek aldı hayatı boyunca. Bireysel özgürlüğün yanında her zaman toplumsal dayanışmayı da savundu.”
“Bugün burada Nâzım Hikmet’in adını yaşatan bu çatı altında toplanmamız, onun hayatını, duruşunu ve felsefesini yansıtan bir semboldür. Babam, Nâzım’ın dizelerindeki o koca dünyayı içinde taşıyan şu devirde en çok özlemini duyduğumuz adalet ve insanlığa inanan, değerleriyle var olan, vatanı için mücadele eden bir aydındı. Onların anısına bir selam gönderirken aydın sanatçılarımızın ve gazetecilerimizin liderliğine ne kadar ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Bu yoldaki mücadelemizde birlik olmaya ve omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.”
“TARIK BANA, BEN TARIK’A DOSDOĞRU DOSTTUK”
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Rutkay Aziz de dostu Tarık Akan ile ilgili şunları söyledi:
“Sabah onu düşündüm. Bir yazı yazacak olsam bunun başlığı ne olur? ‘Arkadaşını kaybetmek’ olurdu. Dilerim hiçbiriniz arkadaşınızı, gerçek dostlarınızı kaybetmeyin. Onun acısı çok derin ve büyük oluyor. Yıllar önce Vedat Türkali hoca ile yan yana oturuyorduk. 90 yaşındaydı. ‘Rutkay, biliyor musun benim bu yaşımı görmeyen bir sürü arkadaşımı kaybettim’ dedi. Ben de bir sürü arkadaşımı, dostumu ne yazık ki kaybettim. Asla siz kaybetmeyin. Sonra dostla arkadaşı da ayırmakta fayda var. Shakespeare’in Julius Sezar’ında ‘Sen de mi Brütüs’ diye bir diyalog vardır ama orada çok daha önemli bir diyalog vardır. ‘Her dost, dosdoğru dost olmuyor Sezar’ der. Tarık bana, ben Tarık’a dosdoğru dosttuk. 68 yılında başlayan Bakırköy’den arkadaşlığımız giderek o sinema oyunculuğuna, ben tiyatroya yöneldim.”
“ONU ÇOK ÖZLÜYORUM”
“Sonradan 1 Mayıslarda, hürriyet toplantılarında, demokrasi kavgasında, Ergenekon davalarında, Silivri’de, maden işçileriyle, tekel işçileriyle, çağdaş sinema oyuncularının derneğinde ve sonra da bu Nâzım Hikmet Vakfı’nın oluşumunda büyük katkısı oldu. Hep buralarda beraber olduk, beraber yaşadık. Onu çok özlüyorum açıkçası. Bu kadar özleyeceğimi de tahmin etmezdim. Arkadaşlarınızı kaybettiğiniz zaman rüyalarınıza girdiği zaman da şaşırmayın. Benim rüyalarıma bu arkadaşlarım giriyor ve onun acısını da çok derinden çekiyorum. Tarık tabii mutlu. Ölümsüzlüğe gitti. 3 tane güzel evlat bıraktı. İlk evladının adı Barış. Sonra ikizleri oldu, Özlem ve Özgür. Yani barışa ve özgürlüğe özlem, onu becerdi. Hepsinden öte, var olan mali gücünü birtakım şeylere yatırabilirdi ama o, Atatürkçü sevdasıyla, ilkeleriyle, çağdaş, bilimsel bir okul olan eğitime yatırdı. Yepyeni aydınlık insanlar yetiştirmeye adadı kendisini. Onun için ölümsüzdür. Aslında torunlarını görseydi nasıl mutlu olacaktı… Onu çok özlüyorum.”
Tarık Akan için hazırlanan belgeselin gösterimi yapıldı.
Akan’ın kurucusu olduğu Bakırköy’’eki Özel Taş İlköğretim Kurumları öğrencilerinin ve mezunlarının hazırladığı müzik dinletisinin ardından ‘Yol’ filminin gösterimiyle anma sona erdi.
Kaynak: sozcu.com.tr