Türkiye Güreş Federasyonu Başkan Adayı Taha Akgül, “Kazandığım tecrübeyi, edindiğim bilgi birikimi ve deneyimi inşallah sahaya yansıtacağım. Güreşi şu anki durumundan kurtarmak bizlerin artık görevi. Güreşin kaybedecek bir dört yıla daha tahammülü olduğunu düşünmüyorum.” dedi.
AA’yı ziyaret eden Taha Akgül, yaptığı açıklamada, sporculuk hayatında önemli başarılar elde ettiğini ve kariyerini zirvede noktaladığını ifade etti.
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda kazandığı madalyayla aktif sporculuk hayatını sonlandıran Akgül, 1 olimpiyat, 3 dünya ve 11 Avrupa şampiyonluğu yaşadığını hatırlattı.
Her şeyini güreş sayesinde kazandığını vurgulayan Akgül, “Bugünlere güreş sayesinde geldim. Taha Akgül olduysam güreş sayesinde oldum. Varımı yoğumu güreşe borçluyum.” diye konuştu.
Güreşçi bir aileden geldiğine işaret eden Akgül, federasyon başkanlığına neden aday olduğuyla ilgili ise şunları söyledi:
“Altyapı giderek kötüye gidiyor. Kulüp sayısı çok aza indi. Belki de güreş tarihinin kulüp desteği anlamında en kötü dönemlerini yaşıyoruz diyebilirim. Bunu gördüğüm için tesisleşme, kurumsallaşma anlamında çok eksiklerimizin olduğunu gördüğüm için aynı zamanda ulusal ve uluslararası arenada güreşin hak ettiği değer ve ağırlıkta olduğunu düşünmediğim için aday olmaya karar verdim. Seçilirsek değiştireceğimiz çok büyük hamleler olacak. Nasip olursa yapacağımız çok iş var. Bu anlamda yükümüz çok ağır, ateşten gömlek giyiyoruz.”
“CUMHURBAŞKANI CESARETLENDİRDİ”
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Sporcu Komisyonu Başkanlığı görevini 4 yıl yaptığına, kulübünde asbaşkanlık görevinde bulunduğuna dikkati çeken Akgül, yöneticilik tecrübesine sahip olduğunu dile getirdi.
Taha Akgül, sözlerine şöyle devam etti:
“Kazandığım tecrübeyi, edindiğim bilgi birikimi ve deneyimi inşallah sahaya yansıtacağım. Güreşi şu anki durumundan kurtarmak bizlerin artık görevi. Güreşin kaybedecek bir dört yıla daha tahammülü olduğunu düşünmüyorum. Çünkü altyapıdaki çocuklarımız geleneksel güreşlerimize, yağlı güreşlerimize gitmeye başladılar. Biraz altyapıyı kaybetmeye başladık. Kulüplerin desteği az olduğundan, maalesef maaş alamıyorlar, maaşları çok az durumda. Kulüplerimizin yaşadığı ekonomik zorluklar var. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizi cesaretlendirmesiyle bu yola çıktık. Bu işi de yapabileceğimi düşündüler. Sağ olsunlar, bu anlamda da kendisinin takdiri çok önemliydi. Üzerimde çok büyük sorumluluk var. İnşallah önce milletimizi sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızı utandırmayacağız. Kendisinin desteği bu anlamda çok önemli. Çünkü aşamadığımız konularda, takıldığımız yerlerde Cumhurbaşkanımızın desteğine ihtiyacımız olacak, ona gideceğiz.”
Türkiye Güreş Federasyonuna tesis kazandırmayı amaçladıklarını dile getiren Akgül, “Nasıl basketbola gelişim merkezi kazandırıldıysa Cumhurbaşkanımıza, biz de aynısını istiyoruz diye istekte bulunduk. Sağ olsun teveccühü oldu. Keçiören’de yarım kalan bir projemiz vardı, Türkiye Güreş Federasyonuna bir kamp eğitim merkezi yapılacaktı. Bunlar inşallah bizlere nasip olur. Bu anlamda elimden gelen her şeyi yapacağım. İlk yapacağımız işler; altyapıyı tekrardan kulüplerin desteğiyle beraber toparlayıp düzeltmek, sponsorlarla federasyonun gelirlerini artırmak. Eğer federasyonun gelirlerini artırıp tekrar altyapıdaki kulüpleri canlandırabilsek, hem yağlı güreşe kaymayı durdururuz hem de güreşi bırakan sporcularımızın gidişini durdururuz.” ifadelerini kullandı.
“2032’NİN PLANLARINI YAPACAĞIZ”
Türk güreşinde Rio 2016’da kazandığı altın madalyayla son olimpiyat şampiyonluğuna ulaşan isim olan Akgül, son iki olimpiyatta bu branşta altın madalya kazanılamamasıyla ilgili soru üzerine şunları kaydetti:
“Son 15 yılda Rıza Kayaalp ve Yasemin Adar ile üç ağır sıklet, Türk güreşini biz taşıdık. Üç ağır sıklet, 15 yılda sayısız başarılar elde ettik. Rıza Kayaalp ile benim Avrupa, dünya ve olimpiyatlarda 49 madalyamız var. Yasemin Adar da yine aynı şekilde kadınlarda çok büyük başarılara imza attı. Biz aslında güreş olarak son 15 yılda çok başarılı bir süreç geçirdik. Süreç ağırlıklı olarak üç isim üzerinden yürüdü. Yani starlar olarak hep biz göz önündeydik ama yine şampiyon sporcularımız vardı. Olimpiyatlara gelince biliyorsunuz, dünya tarihinin en zor organizasyonları. Maalesef sporcu kardeşlerimiz oranın psikolojisini kaldıramıyor. Ancak büyük şampiyonlar olimpiyatın psikolojisini kaldırabiliyor. Bu anlamda da güreşin son iki olimpiyatlarda altın madalya alamaması büyük bir şanssızlık. Aslında alabilecek nitelikte sporcularımız vardı. Son olimpiyatta altın madalyayı kıl payı kaçırdım. Durumum da iyiydi, 10 defa yendiğim sporcu şampiyon oldu. Güreş olarak olimpiyatlarda altın madalyaya alışmış bir branşız, tarihte 29 olimpiyat altını olan tek branşız. Nasip olursa federasyon olarak seçildiğimizde bizim hedefimiz 2028 değil, biz master planda 2032’nin planlarını yapacağız.”
Günü kurtaracak planlar değil, uzun vadeli planlar yapacaklarının altını çizen Akgül, “2028’de de var olan kadroyu en iyi şekilde olimpiyata taşıyacağız. Yine orada da altın madalya için güreşeceğiz, ondan yana problem yok. Ama altyapıyı canlandırıp 2032 Olimpiyatları’nın planlarını yapacağız. Çünkü derdimiz güreş, derdimiz kısa vade değil. Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı kısa vadeli düşünülecek bir görev değil. İnşallah 8 senelik bir plan yapıp, tekrar altyapıyı canlandırıp, olimpiyatlarda altın madalya alabilecek seviyede sporcular çıkartmak için elimizden geleni yapacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
“ORTAK AKIL HAKİM OLACAK”
Şampiyon Rıza Kayaalp ve Yasemin Adar Yiğit’in de kendisine destek verdiğini belirten Akgül, “Hiçbir antrenör ve sporcuya küslük olmayacak. Bütün kulüpler birbirleri ile dost olacak.” diyerek camiaya birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Her yıl dünya şampiyonasından sonra çalıştay düzenlemeyi düşündüklerini ve önemli kararların istişareler sonucu alınacağını söyleyen Akgül, “Bütün kulüplerimizi, yöneticilerimizi, hocaları ve sporcuları toplayıp onların istek ve arzularını dinleyeceğiz. Aldığımız yönetim kararları, onların aldığı kararlar olacak. Hocalarımızın, ağabeylerimizin düşünceleri değerli. Onlar doğruyu hep beraber takdir ettilerse bizim ret verme şansımız kesinlikle yok. Lig statüsü ve milli takım kriterlerini hep beraber belirleyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Federasyonun kapısının herkese açık olacağını dile getiren Taha Akgül, sözlerini şöyle tamamladı:
“Spor camiası bizleri hep mütevazılığımız ile takdir etti. Seçildiğimde de camiama söz veriyorum, ekstra mütevazı olacağım. Federasyonumuz, sizlerin federasyonu olacak. Her gelen derdini anlatıp, inşallah çözüm bulup ayrılacak. Küçük şeylerle uğraşılmayacak. Ortak karar alma mekanizması ortaya koyacağız. ‘Taha’yı seçtik ama bizi dinlemedi.’ dedirtmek istemiyorum. Bu olmayacak, bunun da sözünü veriyorum. Egomu tatmin etme gibi bir durum söz konusu olmayacak. Zaten ulaşabileceğim bütün başarılara ulaştım, maddi ve manevi güzel şeyler kazanmışım. Bu anlamda oradaki bir güce ihtiyacım yok ama oraya katacak çok şeyim var. İnşallah faydalı da olacağım. Bölgeleri, kulüpleri ziyaret ediyorum. Çok güzel bir ortam, hava var. Daha aday olmamla bile camiadaki hava değişti. Çok büyük bir teveccüh var. Seçilir seçilmez tekrar Anadolu turu yapacağımın sözünü verdim.”
Kaynak: sozcu.com.tr