Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’nin Tavşantepe Köyü’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve cesedi 8 Eylül günü bir çuval içinde üzeri taşlarla kapatılmış halde dere yatağında bulunan Narin Güran’ın ölümüyle ilgili kolluk ihbar evrakı, yer gösterme tutanakları, HTS kayıtları ile fezlekeye yansıyan bilgilere göre, aile bireylerinin adeta kendi içinde bir görev dağılımı yaparak adım adım nasıl delilleri kararttığı gözler önüne serildi.
AĞABEYİN NAMAZ AKŞAM NAMAZI ÇELİŞKİSİ
Kolundaki diş izleri, yüzündeki morluklar, sırtındaki çizik ve yaraları “Kendi kendime zarar verdim” diyerek açıklamaya çalışan ağabeyi Enes Güran’ın ifadelerindeki tüm çelişkiler de tespit edilerek maddeler halinde kolluk tutanaklarında yer aldı.
Enes’in Narin’in kaybolmasıyla ilgili en dikkat çeken çelişkili ifadesi akşam namazı saatini vermesi oldu.
İlk ifadesinde. Narin’in kaybolduğunu öğrenince arama çalışmalarına saat 16.30’da katıldığını belirtti.
İkinci ifadesinde ise “Akşam ezanı okunurken annem sofrayı serdi ve Narin nerede diye sordu. Ben de görmediğimi söyledim. Annem önce akrabalarımızı arayıp sordu” dedi. Jandarma, 21 Ağustos günü akşam ezanının saat 19.11’de okunduğunu tutanaklara geçirip saat çelişkisine dikkat çekti.
O GÜNKÜ ÜZÜNTÜYLE SAATLERİ KARIŞTIRMIŞIM
Ciddi saat farkı çelişkisi sorulan ağabey Enes, “Her ne kadar olay günü kardeşimi 16.30’da aramaya başladığımı söylesem de, o üzüntüyle vakitleri ve zamanı karıştırmışım” demekle yetindi. Jandarmanın tespit ettiği bir diğer çelişki de, kardeşinin kaybolduğu gün annesinin 17.50’de babası Arif’i telefonla arayıp haber verdiği, görüşmenin 15-20 saniye sürdüğünü belirtmesine rağmen, HTS kayıtlarına göre bu görüşmenin 4 dakikanın üzerinde olduğu tespit edildi.
Tutuklanan ağabey ifadesinde, Babam Nevzat Bahtiyar’ı ve ailesini dedikoduları yüzünden sevmez. Ailece görüşmeyiz. Ama amcam Salim ile araları çok iyidir, ikisi sık sık bir yerlere giderler. Kardeşim Narin’i eğer Nevzat dere yatağına bıraktıysa bunu ya para karşılığı, ya da tehditle yapmış olabilir. Nevzat ekonomik olarak güçsüz, sönük bir kişiliktir. Amcam Salim’in söylediklerini sorgulayamayacak kadar korkaktır. Amcam ile Nevzat’ın kardeşime zarar vermelerini gerektirecek bir husumetimiz yok. Narin kayıpken Nevzat bir kez camide otururken yanımıza geldi. Narin kaybolduğu gün Nevzat’ın aracının farı kırıktı. Nevzat ve kardeşleri kırık bu farın bir an önce tamir edilmesi için acele etmeleri bana garip geldi” dedi.
KATİLSİZ CİNAYET SORUŞTURMASI 28. GÜNÜNDE
Katilsiz yürütülen cinayet soruşturması 28. güne girdi. 300’e yakın kişi sorgulandı. 11 kişi tutuklandı, 26 kişi şüpheli oldu. Ancak halen Narin’in katilinin kim olduğu ve neden öldürüldüğü sorusu yanıtını bulamadı.
Cesedin bulunmasından sonra oklar aile bireylerine yöneldi. Ağabeyi Enes’in asli fail olduğu üzerinde duruluyor. Jandarmaya gelen bir ihbara göre, Narin’in olay günü Enes’i evin ahırında görmemesi gereken bir şekilde gördüğü için boğularak öldürüldüğü bildirildi.
Gürültü ve çığlık sesleri üzerine ahıra giden anne Yüksel’in, Narin’in cansız bedenini görünce girdiği şokun etkisiyle Enes’in kolunu ısırıp, yüzünü yumrukladığı kaydedildi. Bu boğuşma sırasında Enes’in vücudundaki yaralanmalar nedeniyle de Cumartesi günü annesi tutuklu bulunduğu cezaevinden çıkarılarak ağız ve diş hastanesine getirildi.
Anne Yüksel’in diş örnekleri, ağız ve çene kalıpları alındı. Enes’in kolundaki diş izleriyle eşleşme yapılmak üzere adli tıpa gönderildiği bildirildi.
Amca Salim’in de aile içinde söz sahibi olduğu için “Siz karışmasın ben bu işi halledeceğim” diyerek Narin’in ahırdaki cansız bedenini çok sıkı ve yakın arkadaşı olan Nevzat Bahtiyar’a gizlemesi için teslim etmiş olabileceği değerlendiriliyor. Tüm ihtimaller değerlendirilirken, aile bireylerinin bilinçli bir şekilde birbiriyle çelişen ifadeler verip kafa karışıklığına neden olup soruşturmanın sağlıklı ilerlemesinin önüne geçmeye çalıştıkları bilgisi de kolluk ihbar tutanağında yer aldı.
“SİZ SUSTUĞUNUZ İÇİN BU OLAY BÖYLE OLDU”
Narin’in teyzesi Yasemin Gül’ün de tanık sıfatıyla ifadesi alındı. Narin’in cesedinin bulunduğu gün teyzesinin, Narin’in yengesi Maşallah ile kızı Birsen’e parmak sallayarak, “Siz sustuğunuz için bu olay böyle oldu” şeklindeki sözleri nedeniyle jandarma tarafından görgüye bilgisi olup olmadığı soruldu.
Kuzeni Melike Güran tutanaklara göre, Narin’in evlerine gelmesiyle ilgili köye gelen askerleri saat konusunda yanlış yönlendirip arama faaliyetlerini sekteye uğratarak Narin’in bulunmaması için yoğun çaba gösterdiği bilgisi yer aldı. Melike ifadesinde, “Narin’i 17.40’ta görmediğimiz halde Salim Güran bize 17.40’da gördüğümüz şeklinde telkinde bulundu. Bize niye böyle söylememizi istediğini bilmiyorum. Salim’i korumak, güvenlik güçlerini yanıltmak ya da cesedin erken bulunmasının önüne geçmek amacıyla bu ifadeyi vermedim” dedi.
HTS KAYITLARINA GÖRE BİR AMCANIN DAHA TELEFONU KAPALI
HTS kayıtlarına göre amca Menduh Güran’ın olay günü Narin’in kaybolduğu saate denk gelecek şekilde 13.52 ile 15.22 saatleri arasında telefonunun kapalı olduğu ve köyün çevresindeki baz istasyonlarından sinyal almadığı tespit edildi.
TERLİĞİNİ BİLE ARABADA SAKLAMIŞLAR
Suç delillerini gizlemekle suçlanan kuzeni Muhammet Kaya’nın da jandarma ile arama faaliyetlerine katıldığı ve kaybolduğunun ertesi günü Narin’in tek terliğini bulduğu halde bunu aracında gizlediği, jandarma personeline terliği bulduğu noktayı bildirmeyip aramaların bu bölgede yoğunlaşmasının önüne geçerek suç delillerini gizlemeye çalıştığı fezlekede yer aldı.
Muhammet Kaya Narin’e ait olduğu belirlenen terlikle ilgili ifadesinde, “Seyir halindeyken terliği yolun ortasında gördüm. Önce çingenelere ait olduğunu düşündüm. Dönüş yolunda aynı terlik köye 2,5 kilometre mesafede yolun ortasında duruyordu. Terliği alıp arabama koydum. Köye geldiğimde bir kargaşa vardı. Köydekiler bir odada jandarma ile toplanmıştı. Meğer bu kargaşada terliği askerlere vermeyi unutmuşum. Narin’in kuzeni Osman Güran aracı benden isteyince kapıyı açıp terliği gördü. Nereden bulduğumu sordu. Yolda bulduğumu söyledim. O da jandarmaya teslim etti” diyerek kendini savundu.
JANDARMAYA VERECEĞİNE FOTOĞRAFINI ÇEKİP GÖNDERMİŞ
Kuzeni Osman Güran’ın da araçtaki terliği gördüğü halde derhal jandarmaya teslim etmesi gerekirken, bunu yapmayıp aracın koltuğundaki terliğin fotoğrafını çekip WhatsApp’tan ağabeyi Baran’a gönderdiği, ağabeyinin teşhis etmesinden sonra terliği jandarmaya verdikleri bildirildi.
Kaynak: sozcu.com.tr