Hazar Denizi’nin çekilmesi, bölgedeki yaşamı derinden etkiliyor. Balıkçılık, turizm ve ulaşım gibi sektörler ciddi zarar görüyor. Bir zamanlar kıyı şeridinde serin sularında yüzen insanlar, şimdi çorak topraklara bakmak zorunda kalıyor.
İklim değişikliği, Hazar Denizi’nin geleceği için en büyük tehditlerden biri. Yükselen sıcaklıklar, buharlaşmayı artırarak su seviyesini düşürüyor. Ayrıca, daha düzensiz hale gelen yağışlar, nehirlere akan su miktarını azaltıyor.
İnsan faaliyetleri de Hazar Denizi’nin kurumasında önemli bir rol oynuyor. Bölgedeki ülkelerin baraj inşa etmeleri, nehirlerden denize akan su miktarını azaltıyor. Ayrıca, tarım ve sanayi faaliyetleri sonucu oluşan kirlilik, deniz ekosistemini olumsuz etkiliyor.
Bilim insanları, Hazar Denizi’nin geleceği konusunda oldukça endişeli. Yapılan araştırmalar, küresel ısınmanın devam etmesi halinde deniz seviyesinin önümüzdeki yüzyıl içinde 8 ila 18 metre daha düşebileceğini gösteriyor. Bu durum, Hazar Denizi’nin kuzey kısmının tamamen kurumasına neden olabilir.
Hazar Denizi’nin kuruması, bölgedeki ülkeler arasında yeni gerginliklere yol açabilir. Su kaynakları azaldıkça, balıkçılık hakları, su paylaşımı ve enerji kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar artabilir. Ayrıca, kıyı şeritlerindeki değişimler, deniz sınırları konusunda yeni tartışmalara neden olabilir.
Hazar Denizi’nin biyolojik çeşitliliği de tehlike altında. Denizdeki tuzluluk oranının artması ve oksijen seviyesinin düşmesi, birçok bitki ve hayvan türünün yaşam alanlarını kaybetmesine neden oluyor. Özellikle Hazar fokları ve mersin balıkları gibi endemik türler, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Hazar Denizi’nin geleceği için acil önlemler alınması gerekiyor. Bölge ülkeleri, su kaynaklarını daha etkin bir şekilde yönetmek, kirliliği azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için işbirliği yapmalıdır. Aksi takdirde, Hazar Denizi’nin geleceği karanlık olacaktır.
Kaynak: sozcu.com.tr