CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, İstanbul’da iki genç kadının katledilmesi ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaşımına tepki gösterdi. Yücel, “Türkiye’nin huzuru demiş sayın Bakan… Dalga geçer gibi, milletin aklıyla alay eder gibi, ülkede huzur bırakmayanlar, 4 yıl önce pandemi affıyla mafyatik suçluları, suikastçıları, uyuşturucu kaçakçılarını sokaklara saldılar.” dedi.
“KADINA ŞİDDET İNANILMAZ SEVİYEYE ÇIKMIŞ DURUMDA”
Deniz Yücel, İstanbul’da Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in katledilmesini şöyle değerlendirdi:
“Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor… Son 22 yılda kadına karşı şiddet inanılmaz bir seviyeye çıkmış durumda. Bu bir tesadüf değil… Bu, kadını küçümseyen, ikinci sınıf vatandaş olarak gören, kadının giyimine, kahkahasına, yaşam tarzına müdahale eden, her türlü tehdide karşı kadını koruyacak önlemleri almayan iktidarın siyasi tercihlerinin bir sonucu…
-Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre; Eylül ayında 34 kadın cinayeti yaşandı. Ağustos ayında 33, Temmuz ayında 23, 2024 yılının İlk 6 ayında ise 205 kadın katledilirken 117 kadın, şüpheli şekilde ölü bulundu. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun 2024 Yılı Kadın Cinayetleri Raporu’na göre ise 1 Ocak – 31 Ağustos tarihleri arasında en az 280 kadın katledildi
-Derneklerin isimleri değişse de rakamlar azalmıyor… Sadece rakamlar değil tabii can acıtan. Ardında kalan hikâyeleri, evladının kesik kafasını gören bir annenin feryadı, çocuğunun parçalara ayrıldığını duyan babanın hastanelik oluşu, görevi sırasında şehit edilen nişanlısının gözyaşları, yıllar önce canice katledilen gencecik kızımızın katilinin mezarının açılması ve şüpheler uyandırması, 9 yaşındaki Narin’in katilinin hala bulunamayışı, bu sefer aileden gelen bir kötülük ve yasını tutan 85 milyon… Unutulur şeyler değil… Unutmayı aklımızdan dahi geçirmedik, unutmayacağız unutturmayacağız da…
“İÇİŞLERİ BAKANI’NIN PAYLAŞIMI HEPİNİZİN MALUMU”
AKP bu ülkeye çeşitli isimler adı altında cezasızlığı getirdi. 2012 yılında ‘denetimli serbestlik’ ile başlayan bu süreç, 2013 ve 2016 yıllarında infaz koşullarını daha da kolaylaştıran düzenlemelerle devam etti. 2020 yılında pandemi nedeniyle açık cezaevlerindekiler izinli sayıldı, 2023’teki düzenleme ile süre koşulları esnetildi, kapalı infaz kurumlarına ilişkin de düzenlemeler yapıldı. Peki, bir suçluya hak ettiği cezayı vermez ya da verdiğiniz cezayı çekmemesi için elinizden gelen her şeyi yaparsanız, caydırıcı bir ceza ve infaz sisteminden söz edebilir misiniz? Toplumun huzurundan, güvenliğinden, sosyal barışından sorumlu makam olan İçişleri Bakanlığı’nın Teknofest paylaşımı hepinizin malumu…
“MİLLETİN AKLIYLA ALAY EDER GİBİ SUÇLULARI SOKAKLARA SALDILAR”
-Türkiye’nin huzuru demiş sayın Bakan… Dalga geçer gibi, milletin aklıyla alay eder gibi, ülkede huzur bırakmayanlar, 4 yıl önce pandemi affıyla mafyatik suçluları, suikastçıları, uyuşturucu kaçakçılarını sokaklara saldılar.
-Muhalifleri, hak savunucularını, gazetecileri, seçilmiş milletvekillerini kapsam dışı bıraktılar, kadınlara, çocuklara, masumlara karşı işlenen suçları cömertçe affettiler. Çocuk istismarcıları, kadın katilleri, her türlü şiddet failleri, hırsızı-uğursuzu, torbacıyı, uyuşturucu baronlarını, uyuşturucu kaçakçılarını bayram ettirdiler.
“ÖFKEMİZ KAN DONDURAN BU OLAYA ZEMİN HAZIRLAYAN DÜZENEDİR”
-Kadınların evde, işte, sokakta, yurtta can güvenliğini sağlayamayan, yaşarken de kadınlara bu ülkeyi zindan edenler, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkmaktan hiç çekinmediler.
-6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nu tartışmaya açmaya çalışanlar da yine onlardı. Örtülü aflarıyla, caydırıcılık içermeyen infaz yasalarıyla, kadına değer vermeyen, saygı duymayan zihniyetiyle kadın cinayetlerinin temeli; kin ve nefret dolu, hukuku işletmeyen, adalet duygusundan nasibini almamış AKP iktidarıdır. Çünkü kadınların, çocukların, hayvanların, doğanın katledilmesi onların umurunda değil.
-Kadın Kolları Genel Başkanımız ve Osmaniye Milletvekilimiz Sayın Asu Kaya, toplumun adeta kanayan yarası haline gelen kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet olaylarına karşı ve İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüş için tüm siyasi partilere ve siyasi partilerin Kadın Kolları’na bir çağrı yaptı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN KALDIRILMASI KADIN CİNAYETLERİNİN SORUMLUSU”
-Bu mesele siyasi partilerin bir araya gelerek ortak bir mutabakatla kadına karşı şiddetin, kadın cinayetlerinin çözüm üretebilecekleri bir konu. Ancak ilk imzacısı olmasına rağmen ve İstanbul’da imzalanması hasebiyle İstanbul Sözleşmesi ismini alan sözleşmeden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayıyla yürürlüğe girmiş olan bir sözleşmeden bir gece yarısı kararnamesiyle tek adam zihniyetiyle çıkılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması işte tam da bu yaşadığımız kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin bir numaralı sorumlusudur.
-Ayşenur Halil, İkbal Uzuner gencecik 19 yaşında iki yavrumuzun ailesine sabırlar diliyorum. Seçim sadece ekonomik kriz ve hayat pahalılığı nedeniyle değil, ülkenin bazı kesimlerinin can güvenliğinin kalmadığı için de şarttır. Öfkemiz, kan donduran bu olaya zemin hazırlayan düzenedir.
-Öfkemiz ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde 5 hastane kaydı olan, hakkında iki kez kayıp başvurusu yapıldığı şeklinde polis kaydı olan ve intihara teşebbüsten de yine kaydı olan bir ruh hastasını sokaklara salan sistemedir. Öfkemiz bu sistemin mimarı AKP iktidarınadır. Öfkemiz AKP iktidarının gidişini, bitişini, çöküşünü görene kadar dinmeyecektir.
Kaynak: sozcu.com.tr