Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik yoğun bombardımanlarında başkent Kiev’deki baraj ve hidroelektrik santrali yakınlarının da isabet alması, rezervuarındaki milyonlarca metreküp suyun kente olası etkilerini gündeme getirdi.
Rusya’nın, Ukrayna’ya 26 Ağustos’ta başlattığı saldırılar, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’e göre, bugüne dek maruz kaldıkları en yoğun bombardımanlardan biri oldu. Rus ordusu uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah ve silahlı insansız hava araçlarıyla Ukrayna’nın enerji altyapısına odaklandı.
Başkent Kiev’e 20 kilometre uzaklıkta ve kuzeyde Dinyeper Nehri üzerinde yer alan baraj ve santral, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde inşa edildi. Söz konusu yapı, 1960’lı yıllarda en hızlı inşa edilen tesislerden biri olarak da kayıtlara geçti. Yaklaşık 40 metre yükseklik ve 288 metre uzunluğu sahip olan Kiev Barajı, ülkenin Dnipro, Kakhovka ve Kaniv’deki barajlarıyla birlikte en büyükler arasında yer alıyor.
Kiev’in çevre yerleşimleri için önemli bir su ve enerji kaynağı durumundaki baraj, taşkın ve diğer doğal afetlere karşı büyük güvence oluşturuyor. Kiev Barajı, su hacmi açısından 3,7 kilometreküple ülkenin en büyük üçüncü su kaynağı olarak biliniyor. 1996’da kapsamlı bir yenilemeden geçen hidroelektrik santrali, 440 megavat kurulu kapasitesiyle Ukrayna’nın en büyük hidroelektrik santrallerinden biri olarak öne çıkıyor.
HERSON’DA BARAJ YIKILMIŞTI
Kiev Barajı ile Hidroelektrik Santrali yakınlarının son saldırılarda hedef alınması, Haziran 2023’te Ukrayna’nın Herson bölgesindeki Kakhovka Hidroelektrik Santrali’nin bombalanarak yıkılmasını akıllara getirdi. Ukrayna’nın Herson bölgesinde bulunan ancak Rusların kontrolünde olan baraj bombalanarak büyük hasar gördü.
Ukrayna ordusu barajın vurulmasından Rusya’yı sorumlu tutarken Moskova’daki yetkililer, Ukrayna’yı tesise sabotaj yapmakla suçladı. Çok sayıda yerleşim yerinin sular altında kaldığı olayda, yaklaşık 3 bin kişi tahliye edildi.
Ülkenin en büyük rezervuarlarından birine sahip Kiev Barajı’nın suyunun olası bir saldırı nedeniyle serbest kalması, başkent Kiev’in ortasından geçen Dinyeper Nehri’nin su seviyesinin hızla yükselmesine neden olacak. Böylesi bir durumun, savaştan önce yaklaşık 3 milyon nüfusa sahip başkentin merkezinde büyük bir taşkına neden olup olmayacağı konusunda net öngörüler bulunmuyor.
Öte yandan, santralin üretim kapasitesini kaybetmesi, Kiev’in ısınmadan sanayiye hemen her alanda yaşamsal öneme sahip elektrik enerjisinden yoksun kalmasını gündeme getirecek. Ukrayna makamlarının henüz söz konusu senaryo üzerinde karamsar konuşmalar yapmaması, kentin ve özellikle stratejik tesislerin Batılı devletler tarafından verilen hava savunma sistemleriyle korunmasına bağlanıyor.
Ancak hava savunma sistemlerinin çok yoğun saldırılarda fırlatılan füzelerin karşılanmasında fire vermesi, Ukrayna açısından askeri tedbirlerin artırılmasını gerekli kılıyor.
Kaynak: sozcu.com.tr
