Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında çalışmaların yıl sonuna kadar devam edeceği höyükte, bu sezon kazılar Helenistik dönem, Orta Demir Çağı, Orta ve Geç Tunç Çağı’na ait tabakalarda sürüyor.
Kadın figürü ve bronz adak çivisi bulundu
Höyükte yürütülen kazılarda, 8 metre uzunluğunda dış duvarı bulunan Orta Tunç Çağı’na ait mimari bir yapının iki mekanı ortaya çıkarıldı.
Mekanlardan birinin sıvalı tabanında, önemli bir tanrıça kültünü sembolize eden kuzey Suriye etkisini taşıyan pişmiş toprak kadın figürüne ulaşıldı.
Figürün bulunduğu mekanın üst seviyelerinde de yüksek sivri başlığı, kulaklarında küpesi, boynunda kolyesi ve belinde kemeri olan bronzdan bir adak çivisi açığa çıkarıldı. Adak çivisinin yapıyı kötülüklerden korumak amacıyla yerleştirildiği düşünülüyor.
“İlk defa böyle bir yapı ele geçirdik”
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Kazım Serdar Girginer, bu yıl çalışmaların 1. etabında yaklaşık 4 bin yıllık kutsal bir yapı bulduklarını söyledi.
Yapının tabanının sıvalı olduğunu anlatan Girginer, “Mimari anlamda da tabanlarının özenle sıvanması, diğer buluntularla beraber bu yapının kutsal özellikte olduğunu öğrenebiliyoruz. Eserler de zaten özel eserler. Tatarlı Höyük’te, ilk defa Orta Tunç Çağı’na ait tabanı korunmuş böyle bir yapı açığa çıkardık” dedi.
Girginer, kutsal yapının bulunduğu alanda ekibin kazılarını sürdürdüğünü belirtti.
Yapıda önemli eserleri de gün yüzüne çıkardıklarını vurgulayan Girginer, şöyle devam etti:
“Tabii kutsal yapıyla ilgili verilerin dışında buluntu açısından da önemli eserlerimiz bizimle buluştu. Bunlardan bir tanesi çıplak kadın figürü. Kuzey Suriye’de çok fazla ele geçen eserlerden bir tanesi. Tabii Suriye’yi günümüz sınırları gibi düşünmeyin. 4 bin yıl önceden bahsediyoruz. 4 bin 500 yıl önce çok büyük ve gelişmiş kentlerin olduğu bir coğrafya. Oradaki kentlerde olduğu Kilikya’da da bu eserler ele geçiyor. Bunun dışında bronz bir eserimiz var. Bu da kutsal veya idari yapılarda inşa edilmeden önce bu eserlerimiz temellerin altına gömülür. Eserin, o yapıyı koruyacağına inanılır. Koruyucu figürlerdir.”
Girginer, bölgedeki kazıların devam ettiğini ve alandan tarihe ışık tutacak yeni buluntuları gün yüzüne çıkarmaya çalıştıklarını kaydetti.
Kaynak: sozcu.com.tr