İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu 14 Mayıs gecesi Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimleri sırasında CHP Genel Merkezi’nde, Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını eleştirmişti.
Bu eleştirileri gerekçe gösteren Anadolu Ajansı (A.A) yönetimi İmamoğlu aleyhine 100 bin lira tazminat talebiyle dava açmıştı. Bu dava Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, istinaf yolu açık olmak üzere davanın reddine karar verdi.
İmamoğlu, 14 Mayıs’ta CHP Genel Merkezi’nde saat 19.38’de yapmış olduğu konuşmada seçimle ilgili verileri değerlendirirken “Devletimizin her görevlisine inancımız belirtirken Anadolu Ajansı’na olan inancımız asla olmadığı aslında burada isminin geçmemesiyle ortada” demişti.
İmamoğlu 22.36’da yaptığı açıklamada ise “Anadolu Ajansı unutmayın, sevgili dostlarım bitkisel hayattaki bir kurumdur. Orada bir kurum yok, o kurumumuzu biz ayağa kaldıracağız. Bitkisel hayat kurumun arkasında maskeli insanlar kendi süreçlerini işletiyorlar. Aldanmayın. Onlar aldatıcı insanlardır. Yalancı insanlardır” ifadelerini kullanmıştı.
“BU DAVAYI AÇMAK ZORUNDA KALDIK”
İmamoğlu’nun bu sözleri nedeniyle zarara uğradıklarını belirten AA avukatları, “Bu davayı açmak zorunda kaldık çünkü davalının söylemleri nedeniyle ajansımızın güveni zedelenmiştir, davalı tarafından bilinçli ve kasıtlı olarak linç kampanyası yapılmıştır, bu nedenle birçok abonemizi kaybettik, maddi zarara uğradık, ajans verileri ile YSK verileri aynıdır, ajansımızın itibarı zedelenmiştir” demişti.
“2019’DA AA BİNALİ YILDIRIM’IN SEÇİMİ KAZANDIĞI ALGISINI YAYMIŞTIR”
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat da davaya ilişkin savunmalarında 2019 seçimlerini anımsatmış şu satırlara yer vermişti:
“Davacı Anadolu Ajansı 2019 yerel seçimlerinde gerçeğe aykırı şekilde müvekkilin rakibi Binali Yıldırım’ı önde göstermiş, bunu rakibin kazandığı açıklamasının ardından verilerin paylaşımını durdurmak suretiyle yapmış, kazandığı algısı yayan Binali Yıldırım’ın seçimi kazandığını ilan ederek İstanbul’u teşekkür ilanlarıyla donatmış, Anadolu Ajansı yine tek taraflı olarak yalnızca bunları haberleştirmiştir.
İlgili seçimde veri akışı bütün gece durmuş, sabah YSK müvekkilin kazandığını açıklamış, buna rağmen Anadolu Ajansı ancak çok sonradan gerçek verileri medya ile paylaşmıştır.
Bu süreçte Anadolu Ajansı’nda yaşananlara ilişkin basında çok sayıda haber yapılmış, Anadolu Ajansı’nın verilerini Ak Parti’den aldığına dair bulgular gazeteciler tarafından kamuoyuna duyurulmuştur.
Bu nedenle davacı siyasetin müdahalesi ve etkisi altında tarafsızlığını yitirmiş bir vaziyette görünerek toplumda güveni kaybetmiştir.
“TOPLUMUN DOĞRU BİLGİ ALMA KAYGISIYLA HAREKET ETMİŞTİR”
Bir şeye inanmak veya inanmamak, güvenmek veya güvenmemek kişilerin iç dünyasına ilişkin bir meseledir ve Anayasa’nın 24. maddesi ile korunan düşünce ve kanaat özgürlüğü kapsamına girer. Kişilerin bu tür kanaatlerini açıklama hürriyeti de yine Anayasa’nın 26. maddesi ile koruma altındadır.
Düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırsız olmadığından kuşku yoktur. Ancak bu sınırın ne olduğunun dile dökülmesi sağlıklı bir gerekçelendirme için önemlidir. Bunun için ise somut olayın koşulları bir bütün olarak değerlendirmek gerekir.
Dolayısıyla yukarıda sayılan, dosyada toplanan deliller incelendiğinde de görüleceği üzere; hakkında yaptırım uygulanması talep edilen söylenen sözlerin geçmişi, olgusal temelleri ve tartışmanın siyasi mahiyeti bir sözün hukuku aykırılığının tespitinde merkezi bir öneme sahip olduğu düşünüldüğünde tüm bu olaylar silsilesi ve sözlerin kanaat açıklaması nitelinde olması nedeniyle işbu davanın reddi talep edilmektedir.
Üstelik müvekkil, ilgili açıklamaları davacı Anadolu Ajansı’nın verilerine kendi elindeki verilerle çelişmesine dayanarak yapmıştır. Bir önceki seçim olan 2019 yerel seçimlerinde bu çelişkinin tahmin ettiği gibi çıkan müvekkil, bu açıklamaları yaparken toplumun doğru bilgi alması kaygısıyla hareket etmiştir.”
ANKA!NIN SEÇİM SONUÇLARI DOSYADA
Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, AA talebini reddederek karara bağladığı tazminat davası dosyasına ANKA’nın seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler de girdi.
ANKA seçim sonuçlarının güvenirliğiyli ilgili değerlendirmeler mahkeme dosyasında şu şekilde yer aldı:
“Davacı, verilerin sandıklardan geldiğini, kendileri tarafından yalnızca bunların aktarıldığını, seçim gecesi gerçekleşen değişimler hakkında kendileri tarafından başka bir tutum sergilenmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Davacı, yıllardır her seçim gecesi Ak Parti’nin çok önde başlatan modeli nedeniyle hep eleştirilmiştir. Zira seçim gecesi boyunca gerçekçi bir haber almayı bekleyen seçmenler için, yalnızca nihai sonucun gerçekle örtüşmesi yetmemektedir. Hal böyle olsa idi zaten seçim sonuçlarını canlı olarak takip etmenin bir manası kalmaz idi. Durum bu iken seçim gecesi aşırı dalgalanmalarla veri sağlayan Anadolu Ajansı bu konuda kötü niyetli değilse de en azından başarısızdır ve eleştirilebilmelidir. Üstelik ANKA Ajansı’nda davacıda görülen bu tür dalgalanmalar bulunmamaktadır ve davacının iddiasının aksine bu husus ‘başka bir tutum sergilemenin’ pekala mümkün olduğuna delalet eder.
“ANKA’DA SAPMA YÜZDE 0.3’TÜR”
14.05.2023 seçim günü yayın yasağı 18:30 itibarıyla kaldırılmıştır. Davacının EK-3 ismiyle sunduğu belgenin 12 numaralı satırında görüldüğü üzere saat 18:29:52 de ANKA Haber Ajansı tarafından güncellenen ve kamuoyuna o gün ilk defa duyurulan seçim sonuçlarında Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.8, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 45.09 oy oranına sahiptir.
Belgede görüldüğü üzere seçim sonuçları bütün gece benzer şekilde seyretmiş ve nihai sonuçlar kamuoyuna ilk duyurulan ile neredeyse bire bir aynı şekilde Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49.5, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44.9 olarak sonuçlanmıştır.
Cevap dilekçemizde detaylı olarak açıkladığımız üzere davacının kamuoyuna ilk duyurulan seçim sonuçları kazanan aday lehine yüzde 20’nin uzerinde bir sapmayla nihayete ermişken, ANKA Ajansı’nda bu oran yüzde 0.3 tür.
Davacının da delilleri arasında dayandığı Anka Ajansı’nın sonuçları da göstermektedir ki davacının Recep Tayyip Erdoğan lehine bu tür aşırı dalgalanmaların olmadığı bir modelleme yapması pekala mümkündür. Zaten davacı tam olarak şu olgulara dayanılarak müvekkil tarafından eleştirilmiştir.”
Kaynak: sozcu.com.tr