Diyarbakır’da Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın bizzat yürüttüğü operasyonda, barındıkları hücre evine düzenlenen baskında Özel Harekat Polisi Adem Bayrakçı’nın şehit olmasından sonra aynı bina içindeki farklı bir eve gizlenip, ardından izini kaybettiren Hizbullah sanığı Haydar Solmaz ile örgüt adına kaçırma ve infaz eylemlerine katılmaktan yargılanan ve iki kardeşi de Gaffar Okkan suikastı faili olan Siraç Şanlı hakkında mahkeme zaman aşımından düşme kararı verdi.
Haydar Solmaz Okkan’ın şehit edilmeden 15 gün önce Diyarbakır Valiliği’nde kamuoyuna açıkladığı 26 kişilik aranan tetikçiler listesinde yer alıyordu. İkisi de şimdi serbest ve aramızda dolaşıyor.
Diyarbakır’da terör örgütü Hizbullah adına örgütsel faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle uzun yıllar gıyabi tutuklu olarak yargılanan Siraç Şanlı ile Haydar Solmaz, Antalya’da yakalandı.
6 ay tutuklu kaldıktan sonra yurtdışına çıkış yasağı konularak tahliye edildi.
Aynı dosyada aranan Siraç Şanlı’nın da yakalanmasının beklenmesine karar verildi.
Solmaz’ın tahliyesini öğrenen Siraç Şanlı’da 2 ay sonra kendiliğinden teslim olup ifadesini alındıktan sonra yurtdışına çıkış yasağıyla serbest kaldı.
Her ikisi hakkında, “Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine şeriat esaslarına dayalı İran modeli bir Kürt İslam devleti kurmak amacıyla vahim eylemlerde bulunmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyordu.
Mahkeme ikisinin de işlediği suçun “Silahlı terör örgütü üyeliği” kapsamında kaldığını ve bu suça öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin de 15 yıl olması nedeniyle her ikisi hakkındaki dava dosyasının düşmesine karar verdi.
MOLLA SİRAÇ ADIYLA İNFAZ EMRİ VERMEKTEN ARANIYORDU
Mahkeme, Siraç Şanlı’nın örgüt içinde Molla Siraç adıyla tanındığını, Diyarbakır merkeze bağlı Güleçoba Köyü Hatuni mezrasında Hizbullah terör örgütü faaliyetlerini organize ettiğini, ders halkaları oluşturup dini eğitim ve kuran dersi adı altında Hizbullah terör örgütünün ideolojisini anlatarak küçük çocukların beyinlerini yıkadığını belirtti.
Dökmetaş ve Cumhuriyet köylerinde örgütsel toplantılara katıldığını, fitre ve zekat adı altında terör örgütüne gelir sağlamak için para topladığını, vermek istemeyenleri tehdit edip, örgüt üyelerine silahlanmaları talimatını verdiğini ifade etti.
Yakalanan tetikçilerin teşhis ve ifadelerine göre, Adem Keser, Salih Keser, Abdurrahman Bozkuş adlı vatandaşların öldürülmeleri, Mehmet Nuri Keser, Müzeyyen Baran, Nevzat Nesim Döl, Şaban Bozkuş’un yaralanmalarının emrini verdiği, yine Gaffar Okkan cinayetinden hükümlü tetikçi Bedran Salamboğa’ya verdiği talimatla bir minibüsün durdurularak Ramazan Deniz ile Ali Haydar Aslan’ın öldürülmesi, Hüseyin Deniz ile İsmail Sarıaslan’ın yaralandığı, minibüsün de olay yerinde yakıldığı saldırının azmettiricisi olduğu kaydedildi.
İNFAZLARDAN BERAAT, ÜYELİKTEN DÜŞME KARARI
Sanık Haydar Solmaz’ın da Güleçoba Köyünde Yılmaz Keser’in öldürülmesi, annesi Naciye Keser’in yaralanması eyleminin talimatını verdiği için her ikisi hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldığını vurguladı.
Mahkeme, her iki sanığın cinayet ve yaralama eylemleriyle ilgili talimat verdiklerine dair şüpheden uzak müspet ve yeterli delil elde edilemediğini, şüpheden sanık yararlanır evrensel ilkesi dikkate alınarak ayrı ayrı beraatlarına karar verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Mahkeme sanık Şiraç Şanlı’nın adı geçen cinayetlerin yaşandığı köyde fahri imamlık yaptığını, bulunduğu köyde Hizbullah terör örgütü adına faaliyetlerde bulunduğunu, örgüte eleman temin etme faaliyetlerinde bulunduğunu belirtti.
Sanık Haydar Solmaz’ın da cinayetleri işlediği veya talimatını verdiğine dair somut delil bulunmadığını, ancak silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair yakalanan çok sayıda Hizbullahçının kendisiyle ilgili verdiği ifadelerle bunun sabit olduğuna dikkat çekti.
Mahkeme, iki sanığın da işlediği suçun Anayasal düzeni değiştirme kapsamında olmadığını, silahlı terör örgütü üyeliği suçuna öngörünün olağan üstü zamanaşımı süresinin de 15 yıl olması nedeniyle her iki sanık hakkındaki dava dosyasının düşürülmesine oy birliğiyle karar verdi.
Bu karar savcının da mütalaasına uygun olduğu için aleyhe temyiz başvurusu yapılmadığı için karar kesinleşti.
OKKAN’IN YÖNETTİĞİ OPERASYONDAN KIL PAYI KAÇMIŞTI
Diyarbakır’ın Bağlar İlçesinin Fatih Mahallesi Göçmenler Caddesinde 11 Ekim 2000 günü Hizbullah tetikçileri Haydar Solmaz, Mehmet Çiçek ile Cuma Güzel’in barındığı eve operasyon düzenlendi.
Evdeki kadın ve çocukları kalkan yapan Hizbullahçıların açtığı ilk ateşte Özel Harekat Polisi Adem Bayrakçı şehit olurken, Uğur Uludağ yaralandı. “Evdeki çocuklara hiçbir şekilde zarar gelmesin, kimsenin burnu kanamasın” diye telsizden talimat veren Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan çatışmanın çıktığı sokağa gelerek operasyonu bizzat yönetti.
Çatışma devam ederken Haydar Solmaz ile Mehmet Çiçek bir alt kattaki evin kapısını çalarak kendilerini polis olarak tanıtıp evde arama yapacaklarını söyledi.
Olup bitenlerden habersiz aile kapıyı açınca eve giren silahlı iki Hizbullahçı aileyi operasyon bitene kadar rehin aldı.
19 YIL SONRA SAHTE KİMLİKLE YAKALANDI
İki Hizbullahçının kaçmasını sağlayan polis katili Cuma Güzel silahıyla birlikte yakalandı. Tetikçi Mehmet Çiçek de sonraki tarihlerde yakalandı. Haydar Solmaz ise o günden itibaren sırra kadem bastı.
Hakkında iki kişiyi öldürmek, 2 kişiyi kaçırmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle ağır ceza mahkemesinde açılmış dava bulunan ve özel harekat polisinin şehit edilmesiyle ilgili hakkında yakalama kararı bulunan Solmaz 11 Haziran 2019 günü Antalya Kepez’de sahte kimlikle yakalandı.
Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Hizbullahçı Solmaz 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
Haydar Solmaz, Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın şehit edilmeden 9 gün önce 15 Ocak 2001 günü Diyarbakır Valiliğinde basına açıkladığı 26 kişilik Hizbullah askeri kanat tetikçiler listesinde yer alıyordu.
İKİ KARDEŞİ GAFFAR OKKAN SUİKASTI FAİLİ
Hakkında düşme kararı verilen Siraç Şanlı’nın üç kardeşi de Hizbullah’ın askeri kanat yapılanmasında yer alıyordu. Bunlardan Necmettin ile Veysi Şanlı aynı zamanda Gaffar Okkan suikastının failiydi.
Necmettin bugüne kadar yakalanamazken, Veysi Şanlı suikast sonrası yakalandı ve Okkan suikastına katılmaktan aldığı hüküm onaylandı ve sonrasında o da diğerleri gibi tahliye edildi. Bir diğer kardeşi Kemalettin Şanlı’da halen aranıyor.
Terör örgütü üyesi olmaktan 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılan bir diğer kardeşi Molla Kerbela Şanlı ise memnu hakların iadesini aldıktan sonra 31 Mart yerel seçimlerinde HÜDA-PAR’dan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuştu.
Kaynak: sozcu.com.tr